KURUCUSUNU TANIYALIM
Ebu Musab Zerkavi
Usame bin Ladin ile birlikte Afganistan'da askeri bir kampın yöneticiliğini yapmış olan,Ürdünlü askerdir. ABD tarafından birçok terör eyleminin azmettiricisi olarak
suçlanmış, Irak'taki El-Kaide örgütünün başı olduğu iddia edilmiş, ve 2006'da Irak'ta
öldürülmüştür. CIA, ABD'li genç işadamı Nick Berg'in Irak'ta kafasını kesen kişinin Zerkavi olduğunu açıkladı.
ABD'nin başına 25 milyon dolar ödül koyduğu Ürdün asıllı
Zerkavi, adını özellikle Irak’ın işgaliyle duyurmuştu.
Zerkavi, ABD'nin Müslüman topraklarda bulunmasına ve
Batı'nın bağımsız bir İsrail devletini
desteklemesine karşı çıkıyordu. Irak’taki pek çok silahlı eylemi çeşitli
video kayıtları ve mektuplarla üstlenmişti. Zerkavi’nin bilinen eylemleri
arasında Irak’ta 2 ABD’li rehinenin başının kesilmesi, 2005 Kasım
ayında Amman’daki 3 otele düzenlenen intihar
saldırıları bulunuyor.
Şimdi de
Şuan ki Lideri Tanıyalım
ÖRGÜTÜN LİDERİ PROF. EBU BEKİR EL BAĞDADİ KİMDİR
İbrahim Avvad el İbrahim Abdulmumin Ali El Bedri. Lakabı: Ebu Bekir El Bağdadi yada Dr. Ebu Dua el Huseyni el Kureyşi.
Tekrit Üniversitesi'nde profesörlük yaptı. İslami İlimler'de doktora yaptı. 2003 yılında Felluje'de bir camide de imam ve hatipti. 1971 yılında Samerra'da doğumlu. Üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitimini Bağdat'taki İslami Üniversite'de tamamladı. Daha sonra profesör, öğretmen ve davetçi olarak çalıştı. İslam kültürü ve şer'i ilimler ve fıkıh alanında geniş bilgiye sahip, geniş tarih bilgisine ve asil bir soya da sahip dindar bir aileden gelen Ebu Bekir El Bağdadi'nin amcaları da Irak'ta selefi davetçi.
Vee Diğer Liderler
1- Ebu Ayman el-Irak
İŞİD liderlerinden biridir. Örgütün askeri
konsey üyesidir. Daha öncesinde Saddam Hüseyin döneminde Irak hava savunma
istihbarat albayı olarak çalıştı. O zamanlar Muhannad el-Suweidawi lakabıyla
bilinirdi. 2007 yılında 3 yıl tutuklandı. Serbest bırakıldıktan sonra Suriye'ye
gitti ve şu anda İŞİD savaşçılarına komuta ediyor.
2- Ebu Ahmed el-Alwani
Saddam'ın ordusunun eski bir üyesi olan
El-Alwani şu anda İŞİD askeri konsey üyesidir. Gerçek adı Waleed Jassem
al-Alwani'dir.
3 - Ebu Abdulrahman el-Bilawi
İŞİD askeri konseyinin dört üyesinden biriydi
ve grubun Şura konseyinin eski başkanıydı. 27 Ocak 2005 tarihinde Amerikan
askeri gözaltı merkezi tarafından gözaltına alındı. Daha sonra Anbar
el-Khalidiya'da öldürüldü. Gerçek adı Adnan Ismail Necm'dir.
4- Hacı Bekir
Saddam ordusunda eski bir subaydı ve silah
geliştirmekle suçlandı. Daha sonra Bukka kampına hapsedildi ve serbest
kaldıktan sonra El-Kaide'ye katıldı. Bekir ölümüne kadar Suriye'deki en güçlü
İŞİD komutanıydı. Onun gerçek adı Samir Abd Muhammed el-Khleifawi'dir.
5 - Ebu Fatima el-Jaheishi
Başlarda Güney Irak'taki İŞİD operasyonlarından
sorumlu tutuldu. O'nun gerçek adı Ni'ma Abd Nayef El-Jabouri'dir.
İŞİD Ebu Garib'e yapılan saldırının
sorumluluğunu üstlendi. 22 Temmuz 2013 tarihinde birçoğu El Kaide üyesi olan
Taji hapishanesinden suçluların kaçmasına neden oldu.
Son raporlar İŞİD ve Suriye rejimi arasında bir
bağlantı olduğunu gösterdi.Suriye Ulusal Koalisyonu tarafından ortaya çıkarılan
belgelere göre El-Kaide bağlı çeşitli saha komutanları Suriye ordusunun eski
askeri veya istihbarat subaylarıydı.
IŞİD BAYRAĞI VE ANLAMI
ÜSTÜNDE NE YAZIYOR?
Bayrakta "kelime-i tevhid",
yani "Allah'tan başka Tanrı yoktur; Muhammed Allah'ın
elçisidir" demek olan "Lâ İlâhe İllallah Muhammedun
Resulullah" sözleri yazılıdır. "Kelime-i tevhid", İslâm'ın
esasını teşkil eden tevhid kavramının ifadesidir; bugüne kadar hat
levhalarından taş işçiliğine, ilâhilerden zikirlere ve bayraklara kadar birçok
yerde kullanılmıştır, meselâ, Suudi Arabistan'ın yeşil renkli
bayrağının üzerinde de kelime-i tevhid vardır.
HZ. MUHAMMED'İN MÜHRÜ
IŞİD'in bayrağının üst tarafındaki satırda kelime-i
tevhidin "Lâ İlâhe İllallah"şeklindeki ilk kısmı, alttaki
dairede de ikinci bölümü, yani "Muhammedun Resulullah" ibâresi
vardır ve işte bu daire, Hazreti Muhammed'in mührünün oraya monte edilmiş
şeklidir.
IŞİD NASIL KURULDU ŞİMDİ DE ONA BAKALIM
Irak İslam Devleti'nden Irak Şam İslam Devleti'ne
Irak ve Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD, Arapça
ismi Ad-Davla Al-Islāmiyya fi al-'Irāq wa-sh-Shām… Grup kuruluşundan itibaren
pek çok kez ismini değiştirdi. İlk kurulduğu yıllarda ismi "Cemaat
el-Tevhid vel-Cihad" idi. Ekim 2004'te "Tanzim Kaidat el-Cihad fi
Bilad el-Rafidayn" ya da daha çok bilinen "Irak el Kaide'si"
adını aldı. Ocak 2006'da birkaç küçük grupla birleşerek "Mücahidin Şûra
Konseyi" adını aldı ve daha sonra Ekim 2006'da "Irak İslam
Devleti" olarak değiştirildi ismi. Nisan 2013'te şimdiki ismi olan
"Irak ve Şam İslam Devleti" adını aldı.
ÖRGÜTÜN İLK TEMELİNİ ZERKAVİ ATTI
Cema'at el-Tevhid vel-Cihad (Arapça: Jama'at
al-Tawhid wal-Jihad) Ebu Musab Zerkavi tarafından kuruldu. Yerli ve yabancı
islamistlerden oluşuyordu. Ürdünlü bir selefi olan Zerkavi Sovyet-Afgan
Savaşı'na katılmak için Afganistan'a seyahat etti ama Sovyetterin askerlerini
çekmesiyle o da ülkesine geri döndü. Daha sonra tekrar Afganistan'a geri döndü
ve Herat yakınlarında islami militan bir kamp kurarak eğitim vermeye başladı…
ABD'nin Afganistan'ı işgaliyle Zerkavi Irak'a gitti.
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Cema'at
el-Tevhid vel-Cihad al-Ansar ve diğer yabancı örgüt üyelerini de içine katarak
ağın daha da genişletti ve Irak işgaline katılan güçlere karşı mücadeleye
girişti. Irak'a savaşmak için giden pek çok savaşçı bir şekilde Zerkavi
grubunun içinde kendini buldu. Mayıs 2004'te Cema'at el-Tevhid vel-Cihad bir
başka militan grup olan Salafiah al-Mujahidiah ile birleşti.
Cema'at el-Tevhid vel-Cihad grubunun amacı
Irak'taki koalisyon güçlerinin geri çekilmesini sağlamak, Irak hükumetini
düşürmek, işgal kuvvetleriyle birlikte çalışanları öldürmek, Şia nüfusu
marjinalize edip askeri gücünü kırmak ve tamamen şeriat kanunlarıyla yönetilen
bir islam devleti kurmak. Cema'at el-Tevhid vel-Cihad'ı Irak'taki diğer isyancı
gruplardan ayıran en önemli özellik taktikleriydi. ABD ve koalisyon güçlerine
karşı alışılagelmiş silahlarla ve gerilla taktikleriyle saldırmak yerine daha
çok bomba yüklü araçlar kullanılarak gerçekleştirilen intihar bombası
eylemlerini yaptılar.
ŞİA'YA KARŞI SAVAŞ İLAN ETTİ
Temmuz 2005'te Ebu Musab Zerkavi Aymen el
Zevahiri'ye yazdığı mektupta Irak Savaşı'nı genişletmek için ABD'nin Irak'tan
çıkarılması, halifeliğin kurulması, çatışmaların Irak'ın seküler bölgelerine yayılması
ve Arap-İsrail çatışmasında etkin rol alınmasını da kapsayan 4 aşamalı bir
plandan bahseder… Eylül 2005'te örgüt lideri Ebu Musab Zerkavi Şia
müslümanlarına karşı savaş ilan etti ve bu tarihten itibaren örgütün Şia
yoğunluklara bölgelere saldırıları arttı.
2006'DA MÜCAHİDİN ŞURA KONSEYİ KURULDU
Ocak 2006'da Irak el Kaidesi Irak'ta savaşmakta
olan Sünni grupları bir çatı altında toplamak için Mücahidin Şüra Konseyi adı
altında şemsiye bir organizasyon kurdu. 19 Nisan 2007'de örgüt bölgesel yönetim
kurduğunu ve ilk islami yönetimin temellerinin atıldığını duyurdu. Kurulan
emirliğin Ebu Ömer el-Bağdadi ve 10 Bakanı tarafından yönetileceği ilan edildi.
Irak’taki Zerkavi, 7 Haziran 2006’da ABD güçlerince düzenlenen bir operasyonda
öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. 2006 yılının sonlarında El
Kaide’ye yakın Ebu Ömer el Bağdadi ise liderliğini yaptığı “Irak İslam
Devleti”ni kurduklarını açıkladı. 2010 Nisan’ında, ABD ve Irak güçleri, Sisar
bölgesinde Ebu Ömer el Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir’in kaldıkları eve ortak
bir operasyon düzenledi. Operasyonda her ikisi de öldürüldü. Ebu Bekir El
Bağdadi örgütün yeni lideri oldu.
IŞİD ile
mücadelede nasıl bir yol izlenmeli?
Terörist gruplarla mücadelede kısa ve uzun vadeli olan
stratejilere ihtiyacımız var diyebiliriz ve kısa vadeli stratejiler IŞİD’i
durdurmaya yetmeyecektir. Son zamanlarda tartışılan hava kuvvetlerinin
kullanımının IŞİD’in teşkil etmiş olduğu tehlike üzerinde çok sınırlı bir
etkisi olacaktır. IŞİD’i durdurmak adına herhangi bir devletin sahaya asker
göndermesi bu durumda söz konusu değildir. Irak’ın Sünnilere karşı izlemiş
olduğu baskıcı politikaların da IŞİD’in güçlenmesine katkı sunduğu
söylenebilir. Irak’taki yeni hükümetin bu noktada daha ihtiyatlı davranması
gerekmektedir. Burada bir konuya dikkat çekmek gerekir ki IŞİD’in Sünnilerin
yaşamış olduğu bölgelerde zayıflatılabileceği kesin değildir; çünkü Irak’taki
Sünnilerde dışlanmışlık ve bastırılmışlık duygusu güçlenmiş durumda. Bütün
bunların yanı sıra insanların barbarca öldürülmesi, kafalarının kesilmesi gibi
eylemler kınanmalıdır ve bu IŞİD’le mücadelenin bir parçası olmalıdır. Çünkü
IŞİD’in eylemlerinden, özellikle kendi dünya algısının ve kavgasının olmasından
etkilenen, örgütün iyi niyetli Müslümanlardan oluştuğunu düşünenler de
bulunmaktadır. Bu bağlamda IŞİD’in, İslam’ın ve İslam hukukunun temel kaideleri
ile ters düştüğü de anlatılmalıdır.
Vveee Son Olarak…
Biraz Gülelim İstedim... :))))
Arkadaşlar sizce Türkiye'nin tavrı nasıl olmalı? Değerli yorumlarınızı
bekliyorum. Vakit ayırdığınız için Teşekkürler.
Yorum Gönder