Aralık 2015


NAMI DİĞER ÇİN SEDDİ...



(Yayınıma bu fotoğraf ile başladım, çünkü Çin Seddi'nin büyük bir kısmı bu şekilde bakımsız.)

Kendisi ile bizzat tanışmış olmasak da ismini duymayan yoktur. Bu yüzden birçoğumuz aslında Çin Seddi hakkında yanlış bilgilere sahibiz. Bu yayınımda Çin Seddi hakkında biraz daha detaylı bilgi aktarmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz. 

ÇİN SEDDİ


Çin Seddi’nin Çince adı, “On Bin Li Uzunluğundaki Duvar” dır. Kilometre olarak ifade edilirse, yaklaşık 8.850 kilometre uzunluktadır. Temeldeki genişliği 6.5 metre olan duvarın üst kısımdaki genişliği ise 5.7metredir. Duvarın yerden yüksekliği genelde 8.5 metre olup, önemli geçitlerin ve büyük kapıların bulunduğu yerlerde 12 metreye ulaşmaktadır.Dağların yüksek zirvelerinde ise bu yüksekliğin 1.5-2 metreye kadar düştüğüde olmaktadır. Burçların yüksekliği 1-1.7 metre dolayındadır. Bazı bölümleri taştan ve bazı bölümleri de kerpiçten yapılmış bu yapının,uzaydan çıplak gözle görüldüğü ileri sürülmektedir.
Dünyanın 7 harikasından biri olan, dünyanın en uzun savunma duvarı Çin seddi ‘nin yapımına Savaşan devletler döneminde başlandı. Bu dönemde beylikler birbirlerinden korunmak için birçok irili ufaklı savunma setleri inşa ettiler. Çin imparatorluğu kurulduktan sonra ise imparatorluğun ilk hükümdarı Qin Shi Huang tarafından bu duvarların birleştirilerek bir bütün haline getirilmesi emri verildi. Çinliler M.S.17. yüzyıla kadar bu Çin seddi inşaatına devam ettiler.
Çin seddi ne kadar uzun?
2000 yıl süren yapım süreci sayesinde de bugün Çin seddi ‘nin uzunluğu toplamda 6.700 km’yi bulmaktadır. Yüksekliği 4 ile 6 metre arasında, kalınlığı ise 6 ile 7 metre arasında değişmektedir. Bilinenin aksine duvarın tamamı aynı malzemeden yapılmamıştır. Bazı bölümleri kum, kerpiç gibi zayıf malzemelerden bazı kısımları ise taş parçalarından yapılmıştır. Sette 200 metrede bir gözetleme kulesi, 9 kilometrede bir ise fener kulesi bulunmaktadır. Bugün bile hala Çin Seddi’nin keşfedilmemiş yeni yapılan bölümleri ortaya çıkmaya devam ediyor.
Çin Seddi yapımında kaç kişi çalıştı?
 Çin seddinin yapımında köylü, asker ve tutuklulardan oluşan milyonlarca kişi çalıştırıldı. 1 Milyon kişi inşa sırasında bir şekilde hayatını kaybetti. Bu yüzden Çin Seddi aynı zamanda dünyanın en uzun mezarlığı olarak da anılır.  Çünkü o dönemde bu inşaat aynı zamanda tutukluların cezalandırılması için de kullanılıyordu.
Çin seddi 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya mirasları listesine kabul edilerek Dünyanın 7 harikasından biri ünvanına kavuşmuş oldu.

Peki, Çin İsmi Nereden Gelmektedir?


Ch’in Shih Huang

Genelde Çin Seddi’nin, Ch’in Shih Huang döneminde M.Ö. 215 yılında yapıldığı kabul edilmektedir. Gerçekte ise, Çin Seddi’nin yapılışı daha eskiye dayanmaktadır. Savaşan Beylikler Döneminde, M.Ö. 7. yüzyılda birbirleriyle kıyasıya savaşan yedi derebeylik vardır. Bu derebeylikler,dağ ve ırmak gibi doğal sınırların olmadığı yerlere yüksek duvarlar yaptırarak, sınırlarını belirlerlerdi. İlk duvar, M.Ö. 657 yılında Ch’u derebeyliği tarafından yaptırılmıştır. Daha sonraları, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda,başta Ch’i derebeyliği olmak üzere diğer derebeylikler de sınırlarını belirleyen duvarlar yaptırmışlardır. Böylece, Çin Seddi’nin bir bölümü daha o zamanlarda ortaya çıkmış oluyordu. Bu dönemlerde yapılan duvarlara”iç duvar”; sonradan M.Ö. 4. yüzyılda, Hun (Hsiung Nu) lar ile sınır komşusu olan kuzeydeki Yen, Chao, Ch’in, Wei ve Han derebeylikleri tarafından yaptırılan duvarlara ise “dış duvar” adı verilmektedir.

Savaşan Devletler Çağı


M.Ö. 221 tarihinde Ch’in derebeyliği, diğer 6 derebeyliği yenerek ülkede siyasi birliği sağlamış ve Ch’in Hanedanlığı’nı kurmuştur. Ülkede siyasi birliğin sağlanmasından sonra, general Meng T’ien komutasındaki 300.000 kişilik bir ordu M.Ö. 215 yılında Hunların üzerine yürümüş ve onları kuzeye çekilmeye zorlamıştır. Sarı Irmağın kuzeye doğru yaptığı kıvrımın içinde kalan verimli He Nan bölgesi Çinlilerin eline geçmiş ve bu bölgeye, “Ch’in Devletinin Yeni Toprağı” anlamına gelen Hsin Ch’in Chung adı verilmiştir.

Çin Seddi’nin Yapılmasının Nedeni

Çin Seddi’nin yapılış nedenlerinden biri de, Ch’in Shih Huang’ın kendisine karşı girişilecek bir başkaldırıdan korkmasıdır. Böyle bir girişimi önlemek için çeşitli yöntemler uygulamıştır. Bunlara kısaca değinmeye çalışalım:

1. Ülkedeki tüm silahlan toplattırır ve erittirir. Elde edilen madenden 12 adet büyük heykel döktürür. Altın ile kaplanan bu heykeller sarayın bahçesine yerleştirilir. Böylece, silah yapımında kullanılabilecek büyük miktarda maden, hükümdarın gözü önünde bir yere yerleştirilmiş oluyordu.
2. 120.000 Zengin aileyi başkent Hsien Yang’a naklettirmiştir. Ellerinde geniş olanaklar bulunan bu zengin aileleri, kontrolu kolay olsun diye başkentte bulundurmayı uygun bulmuştur.
3. Daha önceleri savaş halinde bulunduğu 6 derebeyliğin soylularında oluşan 30.000 aileyi hükümet merkezinden uzakta tutmak için kuzey sınırına göndermiştir.
4. Ülkenin önde gelen 460 aydınını diri diri toprağa gömdürerek öldürmüş ve kendisine karşı çıkabilecek kişileri sindirmiştir.
5. Fal, tarım ve tıp kitapları dışında kalan tüm kitapları yaktırmıştır.Bilgili halkın kendisine karşı çıkacağından korktuğu için, kitapların yakılmasını emretmiştir. Kitapların yakılmasını seyretmek bile yasaklanmıştır(14).
6. Halkın sürekli olarak meşgul olmasını sağlamak amacıyla, bedenen çalışma yükümlülüğü artırılmıştır. İnsanlar bir ömür boyu çalışmaya mahkum edilmişlerdir.



1. İnsanlar Çin Seddi'nin uzunluğunun yaklaşık 6.270 km olarak bilirler, ancak gerçek uzunluğu 8850 km'dir.
























6.270 km sadece duvarın uzunluğudur buna doğal bariyerleri, surları da 
eklediğinizde gerçek uzunluğu 8.850 km olur.

2. Çin Seddi'nin tamamlanması 2 bin yıldan uzun sürmüştür.


Çünkü duvarın ilk kısımları M.Ö. 8. yüzyılda yapılmıştır.

3. Yıllar içerisinde duvarın "bariyer", "kemer", "kale", vb. birçok ismi olmuştur.

Yıllar içerisinde duvarın "bariyer", "kemer", "kale", vb. birçok ismi olmuştur.
"Mor Hudut" veya "Dünyanın Ejderhası" gibi isimlerle anılmıştır. "Çin Seddi" (Great Wall of China) ismini 19. yüzyılın sonlarında almıştır.

4. Her ne kadar duvar 2 bin yıldır olduğu yerde olsa da, dünyanın geri kalanı bundan habersizdir.

Her ne kadar duvar 2 bin yıldır olduğu yerde olsa da, dünyanın geri kalanı bundan habersizdir.
Avrupalıların Çin Seddi ile ilk tanışması 1605 yılında Portekizli kaşif Bento de Gois aracılığıyla olmuştur.

5. Çin Seddi'nin yapımında kullanılan harç içerisinde insan kemikleri olduğu yönündeki inanış söylentiden ibarettir.























Duvarın yapımında kullanılan harç içerisinde toprak, taş, ahşap, tuğla, kil veya kireç taşı gibi o günün şartlarında bulunabilecek malzemelerden oluşmuştur.

6. Çin Seddi'nin bazı kısımları çok iyi korunup, yenilenmiş olsa da, büyük kısmı bakıma ihtiyaç duymaktadır.

Çin Seddi'nin bazı kısımları çok iyi korunup, yenilenmiş olsa da, büyük kısmı bakıma ihtiyaç duymaktadır.
1970'lerde Çin Seddi despotizmin sembolü olarak görülüyordu ve insanlar evlerinin inşaatlarında duvardan aldıkları taşları ve tuğlaları kullanıyorlardı.

7. Duvarın resmi bitiş tarihi, Son Ming hükümdarının devrildiği tarih 1644'e denk gelir.

Duvarın resmi bitiş tarihi, Son Ming hükümdarının devrildiği tarih 1644'e denk gelir.
O zamandan bu yana duvarın korunması için yapılan çalışmalar haricinde duvar üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

8. Çin seddi’nin en yüksek noktası Pekin’in Heita dağında bulunmaktadır. Bu bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği 1534 metredir. En alçak noktası ise Laolongtou’de deniz seviyesinde bulunmaktadır.

Duvarın en yüksek noktası (gözetleme kulesinin tepesine kadar) yaklaşık 8 metredir.

9. Her ne kadar kesin bir rakam vermek zor olsa da yapılan bazı çalışmalara göre Çin Seddi'nin yapımında 8.000 kişi çalışmıştır.

Her ne kadar kesin bir rakam vermek zor olsa da yapılan bazı çalışmalara göre Çin Seddi'nin yapımında 8.000 kişi çalışmıştır.

10. Çin Seddi'nin Ay'dan görüldüğü tamamen bir efsanedir.

Çin Seddi'nin Ay'dan görüldüğü tamamen bir efsanedir.
Çin Seddi'nin Ay'dan görmekle, 3.5 kilometre mesafeden bir kılı görmek aynı şeydir.

11. Esasen Çin Seddi'ni sadece 1.5 km yukarıdan çıplak gözle görmek bile zordur.























Bazı astronotlar gördüklerini iddia etmişler ancak daha sonra bunların nehir, vs. olduğu anlaşılmıştır.

12. Çin Seddi'nin esas amacı Kuzey'den gelebilecek saldırılara karşı koruma sağlamasıdır.

Çin Seddi'nin esas amacı Kuzey'den gelebilecek saldırılara karşı koruma sağlamasıdır.
Ayrıca sınır kontrolü ve gümrük düzenlemeleri için de kullanılmıştır.

13. Efsaneye göre duvarın yapım güzergahı, çalışmaları izleyen bir ejderhanın bıraktığı izler takip edilerek oluşturulmuştur.

Bazılarına göre Duvarın kendisi de dağların üzerinde kıvrılmış yatan bir ejderha şeklindedir.

14. Çin Seddi birçok spor aktivitesine ev sahipliği yapmaktadır.

Çin Seddi birçok spor aktivitesine ev sahipliği yapmaktadır.
Mesela 1987 yılında İngiliz maratoncu William Lindesay tek başına duvar üzerinde  2400 km koşmuştur.

15. El arabası bu duvarın inşası sırasında Çinliler tarafından bulunmuş ve duvarın inşaatında kullanılmıştır.

El arabası bu duvarın inşası sırasında Çinliler tarafından bulunmuş ve duvarın inşaatında kullanılmıştır.

16. Yüzyıllar boyunca Çin Seddi üzerinde binlerce savaş yaşanmıştır.

Yüzyıllar boyunca Çin Seddi üzerinde binlerce savaş yaşanmıştır.
Bu savaşların sonuncusu 1938 yılındaki Çin - Japonya savaşıdır.Çin seddi’nde gerçekleşen bu savaşı kurşun izleri hala Çin seddi’nin Gubeikou’de bulunan bölümlerinde görülebilmektedir.

17. Savaş tanrısı olan Guandi’ye tapmak ve onurlandırmak için Çin seddi boyunca bir çok tapınak yapılmıştır.

Set boyunca düzenli aralıklarla yerleştirilmiş olan gözetleme kuleleri dumanla, bayrakla, flamayla haberleşme için de kullanılmıştır.

18. Çin Sedi'nin en yüksek noktası Pekin yakınlarındaki "Heita Dağı" üzerindedir, deniz seviyesinden yaklaşık 1.525 metre yüksektedir.

Çin Sedi'nin en yüksek noktası Pekin yakınlarındaki "Heita Dağı" üzerindedir, deniz seviyesinden yaklaşık 1.525 metre yüksektedir.

19. Çin Seddi ayrıca Dünya'nın en uzun mezarlığı olarak da bilinir.





















Çünkü iddialara göre yapımı sırasında ölen binlerce işçi inşaata gömülmüştür. Bazılarının bizzat duvarın içine gömüldüğü düşünülmektedir. Belki de duvarın harcında insan kemikleri kullanılmış efsanesi buradan doğmuş olabilir.

20. 1987 yılında UNESCO Çin Seddi'nin dünya mirası listesine almıştır.

21. 
Sonu başı belli olmayan boyutlarından dolayı duvarın bakımının yapılması bir hayli güçtür.

Sonu başı belli olmayan boyutlarından dolayı duvarın bakımının yapılması bir hayli güçtür.
Günümüzde bununla baş etmeye çalışan iki büyük organizasyon mevcuttur.
22. Çin Seddi Dünya'nın en popüler turistik mekanlarının başında gelmektedir.























Yılda on milyonlarca ziyaretçi duvarı ziyaret etmektedir. Sadece birkaç gün önce, 1 Ekim'de (Çin Resmi Tatilinde) yapıyı 8 milyon kişi ziyaret etmiştir.

(Bu da Çin Seddi'nin sonu.)

  Evet sevgili okurlar Çin Seddi bitti mecburen yayının sonuna geldik. :) Zaman ayırdığınız için teşekkürler...




25 Nisan 1986'da, akşam saatlerinde, Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Pripyat kentinde hayat normal seyrinde devam ediyordu. İnsanlar işten çıkmış, evlerinin yolunu tutmuş, akşam yemeği hazırlanmıştı. 
Hiç kimse, sabah gözlerini kendi yatağında açamayacağını, uzun ve zorlu yollara düşeceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu.Bu bir korku filminin senaryosu değil, gerçeğin ta kendisi...
 24 yıl önce, 26 Nisan günü saat 01:00’i biraz geçe Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe bir patlama yaşandı.İşte o gece, Çernobil'in 10 kilometrelik tehlikeli çemberine giren 49 bin nüfuslu Pripyat boşaltıldı.Asker devreye girdi. Gece yarısından sonra başlayan acil boşaltma işlemi için yüzlerce otobüs şehrin merkezine dizildi.İnsanlar evlerini bir anda boşaltmak zorunda kaldı. Boşaltma işlemi öyle hızlı gerçekleştirildi ki hiç kimse yanına birkaç parça giyecek ve belki de aile albümleri dışında hiçbir şey alamadı.



  • Pripyat'ı terk eden otobüs konvoyu 20 kilometreyi aştı.
  • Boşaltma işlemi 30 saatte tamamlandı.
27 Nisan 1986 günü Pripyat kasabasının hoparlörlerinden şu anons yapılmıştı.
“Dikkat! Dikkat! Değerli Yoldaşlar,
Milletvekillerimizin şehir danışmanı tarafından bildirildiğine göre Çernobil Nükleer Santrali’ndeki bir kazaya bağlı olarak Pripyat şehrinde radyasyon ile ilgili olumsuz şartlar oluşmuştur. Parti, Sovyet organları ve ordu tarafından gerekli önlemler alınmaktadır. Bununla beraber, özellikle çocuklar olmak üzere insanlara tam bir güvenlik sağlamak amacıyla, şehir sakinlerinin geçici olarak Kiev’deki tahliye noktalarına gönderilmesi gereklidir. Tahliye her apartman için bugün saat 14:00’da başlayacaktır. Milis subay ve Parti İl Yönetim Kurulu Temsilcileri’nin eşlik ettiği otobüsler sağlanacaktır. Yanınıza sadece kimlik, temel ihtiyaç maddeleri ve bir öğünlük yiyecek almanız önerilmektedir. Şehrin normal işleyişini sürdürmek için kalması gereken çalışanların listesi işletmelerin ve kurumların yöneticileri tarafından yayınlanmıştır. Tahliye sırasında tüm apartmanlar milis görevlileri tarafından korunacaktır.
Yoldaşlar. Evlerinizden geçici olarak ayrılırken pencereleri, elektrik ve gazla çalışan cihazlarınızı ve musluklarınızı kapatmayı unutmayınız. Geçici tahliye esnasında lütfen sakin, organize ve  düzenin sağlanması için yardımcı olun.”

















Şimdi o gün o otobüslerden birisinde olduğumu düşünüyorum. Geçmişimle ilgili olarak bende kalan tek şeyin üzerimdeki kıyafetler olacağını henüz bilmiyorum. Belki de evdeki  kedimin ya da kanaryamın ne yapacağını düşünüyorum. Bana veya aileme ait tek bir fotoğrafım bile yok. En sevdiğim kravatım yok. Oğlumun bana yaptığı resim evimde kaldı.

İlk önce evime bir daha asla dönemeyeceğimi öğreniyorum. Daha sonra sağlığımın bozulacağını. Çocuğumla beraber kanser olacağımız günü beklemeye başlıyorum.
Artık olanların bir kısmına tanıksınız. Artık nükleer enerjinin milyarlarca dolara, binlerce hayata ve drama, doğanın geri dönüşümü olmayacak şekilde katledilmesine sebep olduğunu biliyorsunuz.
Tanıklık ve bilmek size sorumluluk yükler. Patlayan bir reaktörden 500 kilometre uzakta  radyoaktif kirlilikten bahsediyorsak hiçbirimiz güvende değiliz.























Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1970 yılında kurulan Pripyat şehri bir 30 saatte hayalet bir şehre dönüştü ve 900 yıl daha böyle kalacak. Bilim adamları, Çernobil'den sızan en zararlı radyoaktif partiküllerinin yok olması için en az 900 yıl geçmesi gerektiğini söylüyor.Tüm radyoaktif partiküllerinin tamamen yok olması için, 48 bin yıldan bahsediliyor.Pripyatlılar ise yeni bir yerde, zor da olsa hayata yeniden başladılar. Tabii aralarından birçoğu radyoaktif etkiden kurtulamadı. Geriye kalanlar ise her şeye rağmen Pripyat'ı özlemle anıyor.
Çernobildeki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombalarının 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı, radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika'ya kadar ulaştı.Yağan yağmular Karadeniz ve Edirne'de bulutları yere indirdi. En mütevazi rakamlara göre, üç ülkede 146 bin kilomerelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. 

























Kazanın Etkileri
Çernobil'deki patlama sonucunda 31 kişi hayatını kaybetmişti, ancak radyoaktif maddelerin etkisi uzun yıllar içinde görüldüğü için bu felaketten etkilenen kişi sayısı tam olarak bilinmemekle beraber, 7 milyon kişinin zarar gördüğü söyleniyor.
En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil'de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu ve bazıları çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisi. Kazanın ardından ülkemizde de, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakaları artış gösterdi. Ancak uzmanlar, kanser vakalarının kazayla ilgili olup olmadığının bilinmediğini vurgulasa da, bölgede yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarının artacağı öngörülmüştü.
Milyonların kaderini değiştiren kaza sonucu, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarınıyaklaşık 200 katı kadar radyoaktif madde atmosfere salındı. Kazadan sonra kuzey yarımküredeki hemen her ülkede radyoaktif kirlilik görüldü. Ancak rüzgarın yönü ve yağışlar nedeniyle bazı ülkeler radyoaktif maddelerden daha fazla etkilendi.
Dönemin Sovyet topraklarının yanı sıra İskandinavya da yoğun oranda radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Çernobil'den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare toprağı kirletti. İngiltere'de de günümüzde bile bazı çiftliklerde "Çernobil kontrolleri" yapılıyor.

Çernobil Sonrası …


















































































 


 














Manşetlerle Çernobil :




























 

Birkaç kilometre sonra yol kenarında, kar kütlelerinin üzerinde bir tabela beliriyor:

“Pripyat.” Burası, 1970 yılında Çernobil Nükleer Santrali ile birlikte kurulan, 1986 Nisanı’ndan sonra ise bir hayalet şehre dönüşen meşhur yer. Pripyat, neredeyse tamamı santral çalışanları ve ailelerinden oluşan 49 bin nüfusuyla 1980’lerde Sovyetler Birliği’nin örnek şehirlerindendi. Geniş caddeleri, alışveriş merkezi, oteli, lokantası, çocuk parklarıyla capcanlı, yemyeşil bir şehir. 26 Nisan 1986 gecesi olanları dünyada kimse bilmiyorken Pripyatlılar balkonlarından gözleriyle görmüşlerdi. Ancak gerçek Pripyatlılar’dan (ve tüm dünyadan) gizlenmişti. İlk anda sıradan bir yangın olduğu söylenen bu kızıllığın aslında bir nükleer felaket olduğunu ertesi gün öğreneceklerdi. Normalin binlerce katı miktarda radyasyona maruz kalacaklar, birkaç saat içerisinde bir daha hiç dönmemek üzere şehri terk edeceklerdi...
Arkadaslar sizce nükleer santraller olmalı mı ?

Kıymetli yorumlarınızı bekliyorum.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Karalayanlar

Karalayanlar Karalayanlar burada Karalayanlar burda

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Tema resimleri sndr tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript KapalıSiteyi görüntülemekte sorun yaşamamak için lütfen javascript aktif edin.